Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

KURMEŞ Lİ GENÇLERE ÇAĞRIM -Memet Yılmaz

Size nasihat vermek istemem. Büyüdünüz. Bir çok şeylere kendiniz karar vermeniz daha doğru olabileceğine inanıyorum. Buna rağmen, afınıza sığınarak birkaç konuda düşündüklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunları uygulayınız demem ama kulak ardı da etmeyiniz.

4. Dernek kongremiz de, Dernek Gençlik Kolunu oluşturduk. Gençliğin kendi arasında oluşturacakları bir birlikle, gençlere yönelik bazı aktiviteler oluşturmasını temenni ettik. Bu konuda olumlu bazı düşünce ve önerilerin gençlerimiz arasında ( facebook) yayılması çok sevindiricidir.

Kurmeş li gençlerimizin bazı ortak konular dan kendi aralarında birlik oluşturması temennimizdir.

Eğitimin önemi:

Dünyada bir çok insanın sahip olmadığı imkan ve olanaklara sahip bir ülkede yaşıyorsunuz. Eğer bir meslek eğitimine sahip değilseniz geleceğiniz parlak olmayacağını düşünmelisiniz. Hiçbir gerekçe, sizin bir meslek edinmenin önünde engel olmamalıdır. Vasıfsız bir işçinin hangi şartlarda ve nasıl zor işlerde çalıştığını bilmiş olmalısınız. Gelişmiş bir ülkede bir meslek sahibi değilsen, gelecekteki işsizler ordusunun içerisinde senin de olabileceğini unutmamalısın. Toplumda bir yerlere varmak istiyorsan, bir mesleğe sahip olmanın çabasını göstermelisin.

Sosyal İnsan Olmak:

Önce kendini sev. Kendinle barışık ol. Kimseden daha iyi olmadığını ve başkalarından kötü olmadığına emin olmalısın. İçindeki ego genlerini at. İyiler hep benim olsun deme. Paylaşımcı ol. Kendini sevdiğin gibi, başka insanları, hayvanları ve tabiatı da sevmeye çalış. Ön yargılı olma. Farklı kültür, inanç ve düşüncelere karşı saygılı ol. Seni insanlıktan çıkarmak isteyen, seni düşünmeyen, duyarsız ve sorumsuz bir kişi olarak kendi sistemlerine köle yapmak isteyen, sömürücü sisteme karşı çık. Onların çıkardıkları alet ve araçlarının bağımlısı olma. (Telefon, Bilgisayar, TV, Araba vs..)

Dünyada yaklaşık 7 milyar insan yaşamaktadır. 1 milyarı normal yaşam sürdürürken

( bunlarda 500 milyonu normalin üstünde), 4,5 milyarı açlık sınırında ve 1,4 milyar insanda tam açlığın içindedir. Biz neredeyiz? Biz bu 500 milyonluk grup içerisindeyiz. Bize düşen görev bu dengesizliğin nedenlerine karşı mücadele edip, yaşadığımız bu ülkede sosyal devletin varlığını devamını sağlamaktır.

Gerçekliğine sahip çık:

Sen belki dünyanın en şansız bir ulusun bireylerinden doğmuş bir fert olabilirsin.

Ebeveyn Kürt olması bir suç değil. Türkiye, Irak, Iran, Suriye, Ermenistan ve bir çok Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinde 30 milyonun üstünde Kürtler yaşamasına rağmen, kendi öz toprakları üzerinde, dilleri, kültürleri ve gelenekleri yasaklanmış, zaman, zaman ve günümüz de Kürt oldukları için toplu katliamlara maruz kalmış bir ulustur. Bu mağduriyete karşı çıkmak bir insanlık görevidir. Kürtlerin demokratik haklarının savunulmasında bir Kürt genci olarak, üzerine düşen görevden uzak kalma.

Dinini ve İnancını tanı:

Alevi inancının 4000 yıllara dayanan bir tarihi var. Biz de inancımız konusunda yeterli bilgilere sahip olmadığımızı açıkça itiraf etmek isterim. Alevi inancı üzerinde büyük baskılar, katliamlar ve soykırımı olmasına rağmen, alevi inancı ve yaşam tarzı günümüze kadar getirilmiştir. Başta Kürt Ulusal Hareketinin vermiş olduğu mücadeleden cesaret alan, bir çok Alevi kurum ve kuruluşlar, Alevilik konusunda bir dizi inceleme ve araştırma içerisinde oldukları bir gerçektir. Dinini ve inancını tanı, yaşatmaya ve geliştirmeye çalış.

Biz Buranın İnsanıyız:

Sen küçük yaşta buraya geldin veya burada doğdun ve halen burada yaşıyorsun. Sen bir Kürt ve Alevi Kızılbaş inancından da olsan, buranın bir insanısın. Geleceğini buraya göre ayarla. Toplumla kaynaş. Toplumsal sorumlukları üstüne almaya hazır ol. Buranın siyasi, kültürel, sosyal ve sportif kurumları içerisinde yer al. Sendikada temsilci, Parlamentoda Milletvekili, Özel ve Kamu Kurumların da Yönetici olmayı kendine hedef seç. Toplumsal uyumu sağla, asimilasyonu engelle.

Gösterişlerden uzak dur, olduğun gibi görün:

Bir çok düğün ve eğlencelerde görüşüyoruz. Bazı köylülerimizin giyindikleri elbiseler, altlarında sürdükleri arabalarını görüyoruz. Birbirleri ile yarışırcasına marka elbise ve altların da son model arabalar vardır. Allah daha fazlasını versin. Ama onlar bunları bir ihtiyaç olduklarından daha ziyade, birbirleri ile yarış içersinde oldukları bir çok insanımızın bilgisi dahilindedir. Lütfen bu köylülerimize benzemeyiniz. Kendinizi başkalarına, giysileriniz ve arabaların la değil, sosyal davranışlarınız la kanıtlamaya çalışınız.

Ailenin kutsallığına inan:

Aile toplumun küçük sosyal birimidir ve evlilik yolu ile olur. Bunun kutsallığına pek inanılmadığı kanatındayım. Evlilik karşılıklı sevgi ve saygı temelindeki bir sosyal beraberliktir. Sırf sosyal beraberlik olsun diye, davul zurnanın çalınması gerekmez. Bizlere gönderilen davetiyelerde, ‘ ömür boyu mutluluğumuzu sizlerle paylaşmak istiyoruz’ cümlesi ile bizleri 100 lerce km uzaklardan düğün yerine çağırıyorlar. Bizde ailenin kutsallığına olan dayanışmacı inancımızla törene katılıyoruz. Bir çok gencimizin iki aylık sosyal beraberliğinden sonra, biz anlaşamıyoruz ve ayrılıyoruz derler. Bu şu anlama geliyor. Biz cinselliğimizi yaşamak istiyorduk. Anne babalarımız veya geleneklerimiz buna müsaade etmiyorlar. Bizde bu isteğimizi sizlerinde hazır bulunduğu bir davul zurna merasiminden sonra yapmak istedik.

Bu anlayış, kendi öz geleneklerinden uzaklaşıp, yoz kültürün batağına düşmenin bir belirtisidir.

Aile bireyleri ve genç olarak, bu konuda ciddi düşünmemiz gerekir. Sosyal beraberlik başka, aile mercisini oluşturmak başkadır. Çocuklarımıza baskı yapmaksızın, özgürce yaşama hakkına saygılı olmalıyız. Gençlerimiz de evlilik merciinin önemini kutsallığını unutmamalılar. Elbetteki evlilikler ne kadar bir hak ise ayrılıklarda aynı hakka sahip olmalıdır. Konu evlenip ayrılmak değil, evlilik mercisini kötüye kullanma anlayışıdır.


Mezarlarımız:

Köyümüze gidiyoruz. Köydeki mezarlıkları gördünüz mü? Buradaki mezarlıklarla karşılaştırılırsa, köydeki mezarlıkların heybeti burada daha fazla. Hatta bazı mezarlar kubbeli. Şamatalı mezara ihtiyacımız var mı?

Ölmüş bir insanı anmak ve saymak, onun toplum içerisinde bıraktığı anısı ile anılır.

Burada anlatmak istediğim, gösteriş ve şekilcilik anlayışlar konusun da anne babalarımızla açıkça konuşmak gerekiyor.


Sevgilerimle 26.10.2011