Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

‘Bütün iktidar sovyetlere’

“İşçiler, Çarlığa karşı iç savaşta proletarya ve halk kahramanlığının mucizelerini yarattılar. Devrimin ikinci aşamasında zaferinizi hazırlamak için de proletarya ve halk örgütlenmesinin harikalarını yaratmalısınız.”  1917 Ekim Devrimi

Ekim Devrimi 20. yüzyıla şekil veren en temel gelişmelerden biridir. Ekim devrimi 25 Ekim 1917 tarihinde (Rusların kullandığı Gregoryan takvimine göre 7 Kasım) dönemin başkenti Petrograd’da yaşanan ayaklanma sonucu Bolşeviklerin tüm şehre egemen olmasıyla sembolleşen uzun soluklu bir devrim mücadelesinin son perdesini ifade eder. 24 Ekim tarihinde şehirdeki işçi ve askerlerin hükümet kuruluşlarını ele geçirmesiyle başlayan ayaklanma 25 Ekim günü Çar’ın kışlık sarayının ele geçirilmesiyle başarıya ulaşır.

Ekim Devrimi, Çarlık Rusyası’nın sanayi devrimi ile birlikte gelişen yeni proleter sınıf üzerindeki baskı politikalarının yarattığı toplumsal muhalefetin I. Dünya Savaşı’na giren Petrograd yönetiminin üst üste aldığı yenilgilerle geniş kitlelere ve iktidar kurumlarına ulaşması sonucu gerçekleşti. Bu yazı dizimizde Ekim Devrimi’nin gelişiminin tarihsel seyri ve kökenlerinden çok tarihi kısa bir hatırlatmak açısından 1917 Rusya’sında yaşanan olaylara değineceğiz.

Şubat ayaklanması ve Çarlığın devrilmesi

1914 yılında mevcut etki alanını genişletmek amacında olan Rusya, Avrupa’da patlak veren I. Dünya Savaşı’nın taraflarından biri oldu. Ancak üç yıl boyunca savaşta birçok cephede başarısız olan Rusya yönetimi ülkede yaşanan ekonomik bunalımı engelleyemedi. 1917 yılına girildiğinde, yiyecek, hammadde ve yakıt sıkıntısı had safhaya ulaşmıştı. 1905 Devrimi okulunda okumuş Rusya proletaryası, Çarlığın yıkılmasının gerektiğini yüksek sesle söylemeye başladı.

1917 yılı 9 Ocak greviyle başladı. Grev süresinde, Petrograd’dan Moskova’ya kadar, hemen her yerde kitle gösterileri yapıldı. 18 Şubat günü, Petrograd’da Putilov fabrikasında grev başladı. 22 Şubat’ta büyük fabrikaların çoğunda işçiler greve girdiler. 23 Şubat’ta (8 Mart) uluslararası kadınlar gününde, kadın işçiler, açlığa, savaşa ve Çarlığa karşı kitlesel bir gösteri yaptılar. Petrograd’da işçiler, grevlerle kadınların gösterisini desteklediler. 24 Şubat gününe girildiğinde 200.000 işçi grev halindeydi. 26 Şubat günü General Kabalov, askeri birliklere, gösterilerin dağıtılması için ateş açmaları talimatı gönderdi. Ancak askerler, işçilerin üzerine ateş açmayı reddettiler. 27 Şubat günü Menşeviklerin ve sosyalist-devrimcilerin çoğunluğa sahip oldukları Petrograd sovyeti, İzvestia gazetesi aracılığıyla, ülke çapında sovyetler kurarak yerel iktidarları ele geçirmek için çağrı yayınladı. 27 Şubat günü ayaklanan işçi ve askerler, bakanları ve generalleri tutuklamaya başladılar. Ayaklanan asker sayısı, sabah 10.000 kadarken, akşam sayısında 60.000’e ulaştı. Bu gelişmeler karşısında, Çar, tahtını bıraktığını açıkladı. Artık Çarlık yıkılmıştı. Aynı gün, burjuvazinin Duma’daki temsilcileri olan Liberaller, Menşevikler ve Sosyalist-Devrimcilerle anlaşarak, Devlet Duması Geçici Komitesi’ni kurdular. Komitenin başkanlığına, bir toprak ağası ve monarşist olan Rodzyanko’yu getirdiler. Petrograt İşçi ve Askeri Temsilcileri Sovyeti’nin menşevik ve sosyalist-devrimci şefleri, burjuvaziyle anlaşarak Geçici Hükümet kurulmasını onayladılar ve hükümetin başına Çar II. Nikolay’ın kendi hükümetine başkan yapmak istediği Prens Lvov getirildi.

İkili iktidar dönemi

Şubat devrimi, Rusya’da ikili iktidar ortaya çıkardı. Bu iktidar dönemi Bolşeviklere legal olarak örgütlenme imkanı tanıdı. 5 Mart günü daha önce yasaklanan Bolşeviklerin yayın organı Pravda yeniden yayınlanmaya başladı. 13 Mart’ta, Kamenev, Muranov ve Stalin, sürgünde bulundukları Sibirya’dan geldiler. Kamenev, Pravda’nınYazıişleri Müdürlüğü’ne atandı. Stalin, Petrograd’da bolşevik partinin baş örgütleyicisi oldu ve aynı zamanda Pravda’nın Yazı Kurulu’da yer aldı. Şubat Devrimi haberini İsviçre’de alan Lenin, Rusya’ya hemen dönmek için hazırlıklara başlamıştı. Bir yandan Rusya’ya gidebilmek için her türlü yolu deneyen Lenin, diğer yandan Bolşevik Partisi’nin yeni dönemdeki görevleri üzerine politikaları belirliyordu. 15, 21 ve 22 Mart günleri Pravda’da yayınlanan ‘Uzaktan Mektuplar’ında, “Rusya’daki güncel durumun özgünlüğünü”, devrimin birinci aşaması ile ikinci aşaması arasında geçiş evresi içinde bulunulduğunu yazıyordu.

“İşçiler, Çarlığa karşı iç savaşta proletarya ve halk kahramanlığının mucizelerini yarattılar. Devrimin ikinci aşamasında zaferinizi hazırlamak için de proletarya ve halk örgütlenmesinin harikalarını yaratmalısınız” diye yazan Lenin, devrimin birinci aşamasının, devlet iktidarının burjuvaziye geçmesiyle nitelendiğini, dolayısıyla “burjuva devrimi ya da burjuva demokratik devrim, Rusya’da bu bakımdan tamamlanmıştır” diyerek, görevin sosyalist devrim olduğunu ortaya koyuyordu.
 
1917 Ekim Devrimi

Ekim Devrimi 20. yüzyıla şekil veren en temel gelişmelerden biridir. Ekim devrimi 25 Ekim 1917 tarihinde (Rusların kullandığı Gregoryan takvimine göre 7 Kasım) dönemin başkenti Petrograd’da yaşanan ayaklanma sonucu Bolşeviklerin tüm şehre egemen olmasıyla sembolleşen uzun soluklu bir devrim mücadelesinin son perdesini ifade eder. 24 Ekim tarihinde şehirdeki işçi ve askerlerin hükümet kuruluşlarını ele geçirmesiyle başlayan ayaklanma 25 Ekim günü Çar’ın kışlık sarayının ele geçirilmesiyle başarıya ulaşır.

Ekim Devrimi, Çarlık Rusyası’nın sanayi devrimi ile birlikte gelişen yeni proleter sınıf üzerindeki baskı politikalarının yarattığı toplumsal muhalefetin I. Dünya Savaşı’na giren Petrograd yönetiminin üst üste aldığı yenilgilerle geniş kitlelere ve iktidar kurumlarına ulaşması sonucu gerçekleşti. Bu yazı dizimizde Ekim Devrimi’nin gelişiminin tarihsel seyri ve kökenlerinden çok tarihi kısa bir hatırlatmak açısından 1917 Rusya’sında yaşanan olaylara değineceğiz.

Şubat ayaklanması ve Çarlığın devrilmesi

1914 yılında mevcut etki alanını genişletmek amacında olan Rusya, Avrupa’da patlak veren I. Dünya Savaşı’nın taraflarından biri oldu. Ancak üç yıl boyunca savaşta birçok cephede başarısız olan Rusya yönetimi ülkede yaşanan ekonomik bunalımı engelleyemedi. 1917 yılına girildiğinde, yiyecek, hammadde ve yakıt sıkıntısı had safhaya ulaşmıştı. 1905 Devrimi okulunda okumuş Rusya proletaryası, Çarlığın yıkılmasının gerektiğini yüksek sesle söylemeye başladı.

1917 yılı 9 Ocak greviyle başladı. Grev süresinde, Petrograd’dan Moskova’ya kadar, hemen her yerde kitle gösterileri yapıldı. 18 Şubat günü, Petrograd’da Putilov fabrikasında grev başladı. 22 Şubat’ta büyük fabrikaların çoğunda işçiler greve girdiler. 23 Şubat’ta (8 Mart) uluslararası kadınlar gününde, kadın işçiler, açlığa, savaşa ve Çarlığa karşı kitlesel bir gösteri yaptılar. Petrograd’da işçiler, grevlerle kadınların gösterisini desteklediler. 24 Şubat gününe girildiğinde 200.000 işçi grev halindeydi. 26 Şubat günü General Kabalov, askeri birliklere, gösterilerin dağıtılması için ateş açmaları talimatı gönderdi. Ancak askerler, işçilerin üzerine ateş açmayı reddettiler. 27 Şubat günü Menşeviklerin ve sosyalist-devrimcilerin çoğunluğa sahip oldukları Petrograd sovyeti, İzvestia gazetesi aracılığıyla, ülke çapında sovyetler kurarak yerel iktidarları ele geçirmek için çağrı yayınladı. 27 Şubat günü ayaklanan işçi ve askerler, bakanları ve generalleri tutuklamaya başladılar. Ayaklanan asker sayısı, sabah 10.000 kadarken, akşam sayısında 60.000’e ulaştı. Bu gelişmeler karşısında, Çar, tahtını bıraktığını açıkladı. Artık Çarlık yıkılmıştı. Aynı gün, burjuvazinin Duma’daki temsilcileri olan Liberaller, Menşevikler ve Sosyalist-Devrimcilerle anlaşarak, Devlet Duması Geçici Komitesi’ni kurdular. Komitenin başkanlığına, bir toprak ağası ve monarşist olan Rodzyanko’yu getirdiler. Petrograt İşçi ve Askeri Temsilcileri Sovyeti’nin menşevik ve sosyalist-devrimci şefleri, burjuvaziyle anlaşarak Geçici Hükümet kurulmasını onayladılar ve hükümetin başına Çar II. Nikolay’ın kendi hükümetine başkan yapmak istediği Prens Lvov getirildi.

İkili iktidar dönemi

Şubat devrimi, Rusya’da ikili iktidar ortaya çıkardı. Bu iktidar dönemi Bolşeviklere legal olarak örgütlenme imkanı tanıdı. 5 Mart günü daha önce yasaklanan Bolşeviklerin yayın organı Pravda yeniden yayınlanmaya başladı. 13 Mart’ta, Kamenev, Muranov ve Stalin, sürgünde bulundukları Sibirya’dan geldiler. Kamenev, Pravda’nınYazıişleri Müdürlüğü’ne atandı. Stalin, Petrograd’da bolşevik partinin baş örgütleyicisi oldu ve aynı zamanda Pravda’nın Yazı Kurulu’da yer aldı. Şubat Devrimi haberini İsviçre’de alan Lenin, Rusya’ya hemen dönmek için hazırlıklara başlamıştı. Bir yandan Rusya’ya gidebilmek için her türlü yolu deneyen Lenin, diğer yandan Bolşevik Partisi’nin yeni dönemdeki görevleri üzerine politikaları belirliyordu. 15, 21 ve 22 Mart günleri Pravda’da yayınlanan ‘Uzaktan Mektuplar’ında, “Rusya’daki güncel durumun özgünlüğünü”, devrimin birinci aşaması ile ikinci aşaması arasında geçiş evresi içinde bulunulduğunu yazıyordu.

“İşçiler, Çarlığa karşı iç savaşta proletarya ve halk kahramanlığının mucizelerini yarattılar. Devrimin ikinci aşamasında zaferinizi hazırlamak için de proletarya ve halk örgütlenmesinin harikalarını yaratmalısınız” diye yazan Lenin, devrimin birinci aşamasının, devlet iktidarının burjuvaziye geçmesiyle nitelendiğini, dolayısıyla “burjuva devrimi ya da burjuva demokratik devrim, Rusya’da bu bakımdan tamamlanmıştır” diyerek, görevin sosyalist devrim olduğunu ortaya koyuyordu.

Lenin ülkesine dönüyor

Lenin, 3 Nisan 1917 günü Petrograd-Finlandiya garına geldi. Kendisini, ilkin Beloostrova’da (Petrograd’dan önceki istasyon) Şliyapnikov başkanlığında bir grup karşıladı. Lenin trende, Şliyapnikov’a, parti sorunları hakkında, Pravda’nın son yazılarında görülen “vatanın savunulması” tezlerine ve değişik parti üyelerinin tutumları üzerine sorular yağdırdı. Petrograd garında Lenin’i karşılayanlar arasında Merkez Komite Üyeleri ve Pravda yazı kurulu da bulunuyordu. Bunlar arasında Kamenev’de vardı. Lenin, “Pravda’da şu sıralarda yazdıklarınız nedir öyle? Makalelerinizden bazılarını gördük, açık söyleyeyim, hakkınızda iyi şeyler konuşmadık” diyerek Kamenev’le ayaküstü konuştu.

Lenin, Petrograd Sovyeti başkanı menşevik Çekidze tarafından resmi olarak karşılandı. Ancak Lenin, resmi karşılama töreninin fazla uzamasına izin vermeden, dışarda kendisini bekleyen halkın karşısına çıktı. Gar meydanında Bolşevik Partililer kitle gösterisiyle karşıladılar Lenin’i. Üzerinde parti bayrağının dalgalandığı zırhlı aracın üstüne çıkan Lenin kendini karşılayanlara şunları söyledi: “Bugün değilse yarın; tüm Avrupa emperyalizminin çökmesi her an beklenebilir. Sizler tarafından gerçekleştirilen Rus Devrimi, bu süreci başlattı ve yeni bir devrin başlangıcı oldu. Yaşasın dünya sosyalist devrimi!”

Mayıs ayı, Geçici Hükümet’in Dışişleri Bakanı Milyukov’un 21 Nisan’da veridiği “nota”sının hükümet düzeyinde yarattığı bunalımla başladı. İşçilerin büyük protesto eylemleri karşısında Geçici Hükümet’te değişikliğe gidildi. Bu arada Bolşevikler de tüm güçleriyle örgütleniyorlardı. Fabrikalarda yapılan yoğun çalışmalar yanında, ordu içinde de çalışmalar yürütülmeye başlandı. Bu amaçla, Okopnaya Pravda (Ordu Gerçeği) yayınlanmaya başlandı. Bu çalışmaların ürünleri, 30 Mayıs’da toplanan Petrograd Fabrika Komiteleri Konferansı’nda alındı. Delegelerin dörtte üçü Bolşevikleri destekledi.

“Evet böyle bir parti vardır!”

3 Haziran günü I. Tüm Rusya İşçi ve Asker Temsilcileri Sovyetleri Kongresi toplandı. Kongrede oy hakkını sahip 822 delegenin 285’i Sosyalist-Devrimci, 248’i menşevik ve 105’i Bolşevik’ti. 4 Haziran günü menşevik Posta ve Telgraf Bakanı Çeretelli kürsüye çıktı ve şöyle konuştu: “Şu anda hiçbir siyasi parti, ‘iktidarı bize verin, yerinizi biz alalım’ diyecek durumda değildir. Rusya’da böyle bir parti yoktur.” Bu sözler üzerine Lenin, yerinden şöyle seslendi: “Evet, böyle bir Parti vardır!”

Bolşevik Parti, 9 Haziran günü tüm üyelerini ve sempatizanlarını sokak gösterilerine çağırdı.
Ancak Kongre buna karşı çıktığı için ertelendi. 18 Haziran günü Kongre Sovyetleri desteklemek amacıyla bir miting düzenlendi. Ancak miting tümüyle Bolşeviklerin denetimine geçti. 400 bin gösterici, “Kahrolsun 18 Kapitalist Bakan”, “Bütün İktidar Sovyetlere” sloganları yazılı pankartlarla, sloganlarla gücünü oraya koydu. Böylece sokaklardaki Bolşevik denetim açık biçimde görülür oldu. Haziran’ın son günlerinde Geçici Hükümet, İtilaf Kuvvetlerinin baskısıyla Galiçya bölgesinde büyük bir saldırı başlattı. O güne kadar savaşa karşı tutumlarını açık bir biçimde ortaya koymuş olan kitleler, bu saldırıya büyük bir tepki gösterdiler. Ve tarihler 3 Temmuz gününü gösterirken, kızgın kitleler sokaklara döküldüler.

İkili iktidarın sonu

Petrograd’ın ayrı ayrı semtlerinde kendiliğinden başlayan gösteriler birleşerek genel bir ayaklanmaya dönüştü. “Bütün İktidar Sovyetlere!”, “Kahrolsun Savaş!” gibi Bolşevik sloganların egemen olduğu bu ayaklanma, devrimci durumun olgunlaşmadığı bir evrede kendiliğinden ortaya çıkmıştı. Bolşevik Partisi’ne göre, devrimci buhran olgunlaşmadığı gibi, ordu ve diğer şehirler henüz böyle bir ayaklanmayı desteklemeye hazır değildi; başkentteki zamansız bir ayaklanma, ancak devrimin öncüsünü ezmekte karşı-devrimin işini kolaylaştırabilirdi. Ama kitleleri gösteri yapmaktan alıkoymanın olanaksızlığı belli olunca, Parti, gösteriye katılma, gösteriye barışçı ve örgütlü bir nitelik kazandırma kararı aldı. Ama yine de Geçici Hükümet, bu kitle hareketini ezmekte kararlıydı.

4 Temmuz günü Petrograd-Nevski bulvarında gösteri yapan kitlelerin üzerine askeri birlikler ateş açtı. Onlarca kişi katledildi. İşçi ve askerlerin gösterileri bastırıldıktan sonra, Menşevikler ve Sosyalist-Devrimciler, burjuvaziyle ve Beyaz Muhafızlarla birleşerek Bolşevik Partisi’ne saldırdılar. Pravda merkezi basıldı ve tahrip edildi. Pravda, Soldatskaya Pravda ve diğer Bolşevik gazeteler kapatıldı. Bir işçi, Pravda sattığı için sokak ortasında öldürüldü.

7 Temmuz günü Lenin, Kamanev ve Zinovyev’in tutuklanması için karar çıkartıldı. Kamanev tutuklandı. Lenin, bir süre gizlendikten sonra, Finlandiya’ya geçti.
Böyleci ikili iktidar sona erdi.

26 Temmuz günü Bolşevik Parti’nin VI. Kongresi başladı. Yarı-legal bir Kongre olarak 3 Ağustos’a kadar sürdü. İlk toplantılar, Vıborg semtinde yapıldı. Son topantılar bir başka semtteki okul binasında yapıldı. Burjuva basını, Kongre’ye katılanların tutuklanmasını istiyordu. Ancak Okrahana ajanları Kongre yerini bulmak için çok çalışmalarına rağmen bulamadılar. Böylece, Çarlığın devrilmesinden beş ay sonra Bolşevikler, yeniden gizli
  zorunda kalmışlardı. Bu sırada Lenin, tutuklama kararı nedeniyle Razliv istasyonu yakınlarında bir evde gizleniyordu. Kongre’yi buradan takip etti. Kongre’ye oy sahibi 157 delege katılmıştı ve tüm Rusya’da Parti üyelerinin sayısı 240 bine ulaşmıştı. Bolşevik Parti Kongresi, Troçki’nin başını çektiği Mejrayonka grubunun partiye katılmasını kabul etti.

“Bunalım olgunlaşmıştır”

Eylül ayına girildiğinde, sosyalist devrim için bütün koşullar iyice olgunlaşmıştı. Bu durumu gören Lenin, 13-14 Eylül tarihlerinde Bolşevik Merkez Komitesi’ne “Bolşevikler İktidarı Almalıdır” başlıklı mektup yazarak hazırlıkların başlatılmasını istedi.

29 Eylül günü Lenin, devrimin koşullarının hızla olgunlaştığını belirten bir yazı kaleme aldı. “Bunalım Olgunlaşmıştır” başlıklı yazısında, şöyle diyordu: “Kuşku yok ki, Eylül sonu, bize, Rus devrim tarihinin ve bütün görünüşlere göre, dünya devrim tarihinin en büyük dönüm noktasını getirdi...
Artık kuşkuya yer yok. Dünya proleter devriminin eşiğindeyiz. Ve biz Rus bolşevikleri, biz, dünyanın, engin bir özgürlükten yararlanan yasal bir partiye, yirmi kadar gazeteye sahip bulunan tek proleter enternasyonalistleri olduğumuzdan, devrimci dönemde her iki başkent işçi ve asker vekilleri sovyetleri ve yığınların çoğunluğu bizden yana olduğundan, bize şu sözler söylenebilir ve gerçekte söylenmelidir de: “Size çok şey verildi, sizden çok şey istenecek...”

Evet, Merkez Yürütme Komitesi önderleri, burjuvaziyi ve toprak sahiplerini savunma konusunda doğru bir taktik uyguluyorlar. Ve kuşku yok ki, bolşevikler, eğer kendilerini anayasal kuruntulara, Sovyetler Kongresine ve Kurucu Meclisin toplantıya çağrılmasına “güven” tuzağına, Sovyet Kongresini “bekleme” vb. tuzağına kaptırsaydılar, kuşku yok ki bu bolşevikler proletarya davasının hoşgörülecek hainleri olurlardı. Bu davanın hainleri olurlardı, çünkü davranışları ile, donanmada ayaklanmaya başlamış bulunan devrimci Alman işçilerine ihanet ederlerdi. Bu koşullar içinde Sovyetler Kongresini “beklemek” vb enternasyonalizme ihanettir, uluslararası sosyalist devrim davasına ihanettir. Çünkü enternasyonalizm, sözlere, dayanışma bilidirilerine değil, ama eylemlere dayanır...

Bunalım olgunlaşmıştır. İşin içinde tüm Rus devriminin geleceği yatıyor. Bolşevik Partinin onurudur söz konusu olan. İşin içinde sosyalizm için uluslararası işçi devriminin tüm geleceği yatıyor. Bunalım olgunlaşmıştır...”

Devrim başlıyor

Ekim ayına girildiğinde, hemen her olay sosyalist devrimin koşullarının olgunlaştığını gösteriyordu. Menşevikler ve Sosyalist-Devrimciler kitleler üzerindeki etkilerini yitirmişlerdi. 9 Ekim günü Lenin gizlice Petrograd’a geldi ve ertesi günü Merkez Komitesi ile tarihi toplantısını yaptı. 10 Ekim günü toplanan Merkez Komitesi, 2 aleyhte (Zinovyev ve Kamenev) oya karşılık 10 oyla (Lenin, Stalin, Troçki, Sverdlov, Uritski, Derjinski, Kollontay, Bubnov, Sokolnikov, Lomov) silahlı ayaklanmaya hazırlığa başlanılmasını ve bu iş için bir “komite”nin kurulmasına karar verdi.16 Ekim günü Kamenev Merkez Komitesi’nden istifa etti ve partisiz bir sol yayın organı olan Novaya Jizn’de, kendisi ve Zinovyev adına ayaklanma kararına neden karşı çıktığını açıklayan bir yazı yayınladı.

Bolşevik Merkez Komitesi, 25 Ekim günü toplanacak olan II. Tüm Rusya İşçi ve Askeri Sovyetleri Kongresi öncesinde iktidarın ele geçirilmesine karar verdi. Ve tarihler 24 Ekim 1917’yi gösterirken, silahlı ayaklanmanın tüm hazırlıkları tamamlanmıştı. Saatler gecenin üçünü gösterirken Aurore zırhlısının top atışlarıyla Kışlık Saraya saldırı başladı. Ve birkaç saat içinde Kışlık Saray ele geçirildi. Sarayda bulunan Bakanlar tutuklandı. Kerenski, ABD elçiliğinin özel arabasıyla saraydan kaçtı.
25 Ekim sabahı toplanan II. Sovyetler Kongresi, şaşkın bir vaziyette olayların ne yönde geliştiğini öğrenmeye çalışıyordu. Petrograd Devrimci Askeri Komitesi’nin yaptığı şu açıklama ile her şey netleşti:

“Rusya Yurttaşlarına, Geçici Hükümet devrilmiştir. Proletarya ile Petrograd Garnizonu’nun başında olan Petrograd Asker ve İşçi Temsilcileri Sovyetinin organı olan Devrimci Askeri Komite iktidarı ele almıştır”.
25 Ekim günü II. Sovyetler Kongresi’nde yeni iktidara ilişkin değişik kararlar gündeme getirildi ve kararlaştırıldı.
Sabahın iki buçuğunda yeni sosyalist hükümetin kuruluş kararnamesi okundu ve onaylandı.
“İşçi asker ve köylü temsilcileri Sovyetleri Rus Birliği Kongresi, Kurucu Meclis toplanıncaya kadar, Halk Komiserleri Kurulu adını taşıyacak olan geçici bir işçi ve köylü hükümeti kurmaya karar vermiştir.
Devletin çeşitli hizmetleri komisyonlarca yönetilecek ve komisyon üyeleri Kongre programının yürütülmesini, memur, köylü, asker, denizci, erkek ve kadın işçi örgütleriyle sıkı bir işbirliğiyle sağlayacaktır. Hükümet yetkisi, komisyon başkanlarınca oluşturulan bir gruba, yani Halk Komiserleri Kuruluna ait olacaktır.
Komiserlerin yaptıkları tüm işlerin denetimi ve onları görevlerinden alma hakkı Rus Birliği Kongresiyle onun Merkez Yürütme Komitesine verilmiştir.