Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Ölümlere seyirci kalmayın

 BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak dün partisinin Grup Toplantısı'nda konuştu. Milletvekillerinin "Açlık grevleri 35. gününde'', "Ölümlere sessiz kalmayacağız" yazılı kağıtları açtığı salonda cezaevlerinde açlık grevine giren PKK'li ve PAJK'lı tutsakların yakınları da vardı. "Cezaevlerinde hepimizin geleceği ve barış için bedenlerini ölüme yatıran tutsakların yakınları hoş geldiniz" diyerek konuşmasına başlayan Kışanak, güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 


Soruşturma Türkiye klasiği

BDP Eşbaşkanı Kışanak, partisinin 2. Olağanüstü Büyük Kongresi'ne yönelik başlatılan soruşturmayı "Türkiye klasiği olarak" nitelendirirken, "Açılan soruşturmanın bizim için hiçbir anlamı ve kıymeti yoktur" dedi. 

Katliamın eşiğinden dönüldü

Hakkari/Çukurcu'ya bağlı Kazan Köyü'nde ordunun bilerek sivil yerleşim yerlerini bombaladığına dikkat çeken Kışanak, bombardımanda hayatını yitiren Ayza Çetin'e Allah'tan rahmet diledi. 8 çocuk annesi Ayza Çetin'in ölümüyle ilgili operasyonda görev alanların yargı önüne çıkartılmasını isteyen Kışanak, ''8 çocuğu yetim bırakanlar derhal hesap vermelidir'' diye konuştu. Kazan Köyü'nde resmen bir katliamın eşiğinden dönüldüğünü dile getiren Kışanak, "Gereken cevabı alacaklardır. Biz o kadar aciz değiliz" dedi.

Tutsakların direnişi

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, konuşmasının geri kalan bölümünde ise cezaevlerindeki açlık grevlerine değindi:
"Kürt sorunu konusunda içine girdiğimiz tıkanıklığı aşmak için binlerce kişi cezaevlerinde bedenlerini açlığa yatırdılar. Bu barış için, çözüm için yapılan direniştir. Açlık grevine başlayan tutsakların kamuoyuna yaptığı açıklamardan 2 talebi kamuoyunu sundular. Sayın Öcalan'ın üzerindeki tecride son verilmesi ve anadilde eğitim ve savunma hakkının tanınması."

Bunlar olmayacaktı

Tutsakların taleplerini meşru bulduklarını belirten Kışanak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 447 gündür ağırlaştırılmış tecrit altında olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Aslında tecrit altında tutulan halkların geleceği ve birlikte yaşama iradesidir. Öcalan'a tecrit uygulanmamış olsaydı, rolünü oynayabilmesi için uygun koşullar sağlanmış olsaydı hem Kürt sorununda çözüm yoluna girilirdi hem de Ortadoğu'da Kürtlere saygı gösteren bir politika hayata geçirebilirdi. Hükümet Oslo'da samimi olsaydı bugün gelinen noktaya gelmeyecektik."


Kimse seyirce kalmasın 
12 Eylül'de greve başlayan 63 kişinin ciddi sağlık sorunu yaşamaya başladığını belirten Kışanak, acil şekilde sağlık kurullarının harekete geçmesi gerektiğini söyledi. STK’leri ve hekimleri göreve çağıran BDP Eşbaşkanı Kışanak, ''Uluslararası protokollerde cezaevlerindeki tutsakların sağlık hakkı garanti altına alınmıştır. Bakanlık bu konuda geçmişte engelleyici çaba içinde oldu. Bu, vicdani ve ahlaki bir durumdur. Kimse 35 gündür bedenini açlığa yatıranların göz göre ölüme gitmesine seyirce kalmasın'' dedi.

Arkadaşlarını anlattı

Gültan Kışanak, açlık grevini sürdüren kişilerle ilgili bazı bilgiler de verdi: "Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Gülistan Abdo tam 20 yıldır cezaevinde. Abdo aynı zamanda ayağı kesilen ve kemik erimesi yaşayan bir kadın tutsaktır. Ve 35 gündür açlık grevinde olan tutsaklar içinde yer alıyor. Besime Konca, DTP Kadın Meclisi sözcüsüydü. Konca'da 10 yıl cezaevinde kalan bir arkadaştı. Cezaevinde iken dışarıda kardeşini, ağabeyini ve babasını kaybetti. Sayısızca tanıdığı insanı çatışmada yitirmiş bir kadın yoldaşımızdı. Cezaevinden çıktıktan sonra demokratik siyasette yer almak için mücadele etti. DTP'nin kurucu üyesidir. DTP kapatılınca BDP'de Kadın Meclisi sözcüsü olarak çalışmalar yürüttü. 2009'da tutuklandı. Konca'da açlık grevinde yer alan ilk gruptan yer alıyor. Yine Sara Aktaş da açlık grevinde olan kadın arkadaşlardan bir tanesidir. O da cezaevinden çıktıktan sonra demokratik siyasete katılmak için çalışma yürüttü. Sara arkadaşımızda yaşadığı bütün sağlık sorunlarına rağmen 35 gündür açlık grevine devam ediyor. 35 gündür hepimizin geleceği için bedenini ölüme yatırdı. Mazlum Tekdağ'da DTP'nin en genç MYK üyesiydi. Babasını faili meçhul cinayette kaybetmiş ve baba hasreti ile büyümüş bir genç olarak demokratik siyasette mücadele etmek istedi."
Açlık grevinden mektup ağlattı
Konuşmasının bu bölümünde Gültan Kışanak, açlık grevinde olan ve durumu gittikçe kötüleşen tutsaklar için ağladı. Eylemcilerden Mazlum Tekdağ'ın duygu yüklü bir mektup gönderdiğini aktaran Kışanak'ın, ''Bu mektubun bir kısmını paylaşmak istiyordum ama yapamayacağım'' diyerek ağladığı görüldü. Kışanak ile birlikte bazı milletvekilleri de ağladı. 
Kışanak, Türkiye kamuoyunu cezaevlerinde sürdürülen açlık grevleri konusunda duyarlı olmaya çağırarak, "Bu direnişe destek olmak ve ölümleri engellemek herkesin boynunun borcudur. Biz BDP olarak tutsaklarla ve aileleri ile dayanışma içinde olmaya onların taleplerinin gerçekleşmesi için kararlı bir şekilde mücadele etmeye karar verdik. Bu direniş bizim de direnişimizdir. Biz sokakta, Meclis'te, cezaevi önünde en güçlü mücadele ile ölümlerin önüne geçecek kararlılıktayız" dedi.