ÇİZİLMEYEN RESİM
ÇİZİLMEYEN RESİM
Her ressam elinde fırçası önünde tuvali ve yüreğinde gelen renklerle çizmeye çalışır. Ancak herkes görünen tabloya başka yorumlarla katılır. Yani resim aynı resim ama anlamlar değişik değişik olur. Hep karşımıza mutluluk resmini çizen bir ressamın olmadığı ve o tablonun çizilemeyeceği anlayışı karşımızda durur yalın bir halde.
Türkiye insanı mutsuzluğunu komşusuyla dövüşerek dışarıya vurur, Türkiye devleti komşu devletlere çatarak yani dışarı vuruş bir şiddet içererek kendini gösterir. Aile içinde söylenecek söz başkadır, yıllarca beraberken sadece fotoğraflarda gülücükle görünmenin dışına taşmayan mutluluk bir an gelir kendisini ayrılıkla dışa vurur. Eşin dostun mutlu gördüğü tabloyu bozmamak için bir ömrün heba edilmesi insanların bir daha sanki hakkı varmış gibi, ikinci hayatta mutlu olursun, hele bu ömrü böyle geçir der gibi zorlayıcıdır. Toplumsal baskılar yüzünde binlerce insanın mutsuzluğu görünmez bir biçimde kaybolup gider, geri gelmeyen hayatlar gibi.
İnsanlar özgür bir yaşam için idealleri için yaşamlarında seve seve vaz geçerler ancak toplum baskısı yüzünde sevmedikleri yaşamak istemedikleri bir yaşam için tüm istemlerinde vaz geçenleri toplum görmez bile. Toplumu, dünyayı değiştirmek için yola çıkanlar bile bu toplumsal baskı altında ezilmekte ve yaşadıkları yaşamları sevmedikleri halde bir ömür devam ettirirler. İkinci yaşamın rahat olduğunu söylemiyorum çünkü iki dünyanın çatışmasıyla oluşacak ve bağrında ne getireceği belli olmayan bir gelecekle uğraşacaksın. Ayrılıklar hiç bir zaman güzel değil ama gerektiğinde yaşanıyor.
Ayrılıkları erteleme sadece mutsuzluğun ömrünü uzatır bunun dışında bazen onarabilenler için yararlı olabiliyor.
Kısa bir şiirle bu yazıyı noktalamak istiyorum.......
KARŞIMDA DURAN ANNEMDİ
Hey koca şehir;
Ne büyük aşkların mezarısın sen
Hey yıkılmış duvar;
Ne pişmanlıklar gözyaşına şahitsin sen
Hey tütmeyen baca;
Ne zavallı aşkların ağlama sesine tanıktın sen
Hep bahtsız güne merhaba dedin...
İki elin sevgiyle tutuştuğunu görmedin
Bu da sana dert oldu...
Dert yazmaktan derdini yazamaz oldun,
Yiğitler yitirdin,
Genç kızlar
Yaşlıları koymadık sıraya bile...
Bir baksana yüzüme
Benziyormuyum ben hiç bu güne
Yarından mı kalmışım daha ötesinde mi
Babam yoktu
Ama annem cumartesindeydi
Annemde ayrıldım sakalım bile yoktu
Karşımda duran annemdi
Ama benim eski halimde eser yoktu
Hasan Aslan Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Not: Dersim’de uzun zaman kalmak imkansızlıkları beraberinde getirdiği için yazı yazıp yollayamadığım için özrümü kabul edin okuyan canlar.