Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

ÖRGÜTLÜLÜGÜMÜZ ÜZERİNE

İnsan oğlu çeşitli nedenlerden dolayı birlikte hareket etme ihtiyacı duymuşlardır vede duyacaklardır. Son  süreçlerde  tanığı  olduğum kimi  birliktenliklerde   çeşitli   sancılar başgöstermiştir. Yaşanılan tartışmaları kısaca deyerlendirme ihtiyacı duydum.

 

 Elbetteki konunun büyüklülügü dikate alındığında bir degil birkaç yazı yazmak gerekir. Biz  özelikle  örgüt ,köy örgütlülügü  olarak  Kürmeş dernegi vede Fdg [dersim dernekleri federasyon] üzerinde kısaca fikir oluşturalım.

 

 Örgüt : belli amaçlar doğrultusunda bir araya gelen, gönüllü , iradi eylem birligidir.

     Bu özlü ifadede anlaşılacağı gibi çevremizde sayısızca örgütler var.Örneklersek ; dernekler , spor kulupleri, din kuruluşları, sendikalar, politik örgütler, sermaye örgütleri, devletler ,......vb. Örgütleri birbirinden ayıran ,farklı kılan eylemlerinin içerigidir. Yani faaliyetileridir. Sendikalar eylemi temsil ettikleri kesimlerin ekonomik çıkarlarını korumak ve geliştirmektir. Bu durum bir çatışma alanı yarattığında , dolaylı olarak politik alanına girer.Camilerde, cemevleride birer örgütler. Eylemleri Tanrı’ya yakınlaşmak için ibadet etmektir. Spor kuluplerin görevleri spor ihtiyaci duyan kesimleri bir araya getırmektır. Bugün metaya dönüşsede bu gerçegi deyiştirmez.

 

     Politik örgütler ; politikasını oluşturarak , amaçları doğrultusunda konumlanarak ,iktidari hedeflerler yada ikidarlarını korumaya çalışırlar. Demokratik kitle örgütleri olarak dernekler, geniş bir yelpazeyi kapsar. Bunları demokratlığı eylemleri ve duruşlarıyla ölçülür. Doğal olarak bu kurum ve kuruluşlar sistem içindeler. Sisteme tabi veya mualif olurlar.

Kurmeş dernegide , FDG’de bu kategori içindedir. Bu kurumları genel doğrular doğrultusunda bakarak degerlendirelim.    Başta belirtigim gibi genel olarak örgüt ve örgütlemeleri incelemeyecegim. Esasta içinde bulunduğumuz örgütün iyi anlaşılması , eleştirisel bir gözle eksik ve zaaflarımızın aşılması noktasında düşüncelerimi aktaracağım. Tabii ki farklı düşüncemiz olacak. 

          KÜRMES DERNEGİNİ ELE ALALIM

     Her örgütleme bir ihtiyaçın ürünü olduguna göre ,Kürmes dernigi hangi ihtiyaca yanit olmali

 1) Kültürel yozlaşmanın önüne geçme. Feodal kültürden çarpık kapitalıst kültür içinde kendini bulan insanlarımızın bocalamasını ve yozlaşmasını engellemeye çallışma yada en aza indirgeme.

2) Yabancılaşma. Gelmiş olduğu topluma , yaşam biçimine, varlık renklerine ve farklılıklarına yabancılaşmasını engellemeye çalışma.

3) Sosyal bütünlügün parçalandığı , hergün biraz daha bireycileştigi bu süreçte , sosyal ilişkileri canlı tutmak.

4) Tarihsel kökenlilik ve sosyolojik şekilenmelerde aydınlatıcı rol oynama.

5) İnsanlarımız üzerinde var olan siyasi boşluğun (nedenleri ayrı bir sorum) etkilerini aza indirgeme.

6) Yaşadığımız ülkenin sosyal -ekonomik sorunlarına karşı duyarlı ve taraf olmak. vb...

    Avrupada yaşayan kürmeşlilerin öznel ihtiyaçlarının bunlar olduğunu düşünüyorum. Elbeteki Türkiye’deki sorunlar bu insanları etkiler. Dolaysıyla köyle ilgili çalışmaları destekler sorumluluk alır. Fakat esas  çalışma  alanı  burasıdır.  Kürmeş derneginin kuruluş amaçıda bu doğrultuda (formule edilmesede) olduğunu biliyorum.

         Fakat son süreçlerde esas çalişma alanında yoğunlaşma yerine , genel bir yelpazede var olmaya çalışıyor. Burası için bir şey yapmıyor demiyorum. Özellikle üç günlük örgütledikleri buluşmanın önemli ve yerinde bir faaliyettır. Yine benimde düşüncelerimi ifade etme şansını bulduğum sitenin önemini belirtmeme gerek yok. Aynı sitenin köylüler arasında haberleşmede katkısı büyüktür.   

  Eksikliklerimizi bilince çıkarmak ve gidermek için yoğunlaşmalıyız. Benim gördügüm eksikliklerin başında ; köyün bilinen tarihçesini oluşturulması konusunda derlemeci olmayışidır. Diger Kürmeş köyleriyle kalıcı bağ ve bilgi akışının sağlanmaması.     Gençlere yönelik kültürel , sanatsal çalışmalarda yetersiz vede gençlerin potensiyelinde faydalanmada ve yönlendirmede yogunlasamamasi.

   Yaşlılarımızın geçmiş süreçteki anlatım hikayelerini degerlendirici ve gelecege taşıma noktasında çalışma başlatamaması. Vb.

 

   Elbetteki basetigim eksiklikler sadece yönetim kurumunu bağlamaz. Yk  yönlendirmelidir. Her bir dernek üyesi arkadaşın kendinde bir şeyler vermesi ve yaratıcı olması gerekir. Buda  ortak  karar, iyi   bir  organisazyon  ve    bölüşümüyle, tek tek bireylere  sorumluluk vererek başarılabilinir. Geçmişimizi bugün yaşamak elbeteki güzel. Ya çocuklarımız ? Asil onlar için yoğunlaşmak gerekmiyor mu ? Bence zorunluluktur !..

  

                           FDG

     FDG ; ismindende anlaşılacağı gibi bir bölge örgütlemesidir. Dünyada revizyonist blokun yıkılmasından sonra , emperyalizmin küreseleşme adı altında sermaye önündeki engeleri kaldırarak yayılmacı ve saldırgan politikalarını bir üst evreye sıçratı. Bu süreçte kimi bölgelerde şövenizm ve milliyetçilik rövanşa geçti. Doğal olarak ulusal özgürlükçü hareketlerde parelellik içinde gelişti . Ulusal özgürlük sorunları olmayan bölgelerde orta çağa özgü dinsel şavaşlar baş gösterdi. Örgütlenmeler düşüncelerde yanıltılarak bölge, ilçe , köy düzeyine kadar indirgendi. 

      Dünyada ve çevremizde yaşanan bu somut gerçeklik karşısında , hiç birşey yapmamaktansa ilerici , toplumsal çalışmalar yürütmek yanlış değildir. Hata dışımızda gelişen bu örgütlemelerin içinde yeralarak ,var olan konumlarını ilerici, demokratik konuma çekmek , geriye savrulmayı engellemek için bir nevide zorunlulukdur.   

  FDG’ de bu süreçte çıkan birbirinde bağımsız dernekleri bir çatı  altına  toplayan  çatı örgütüdür. Yani Dersim bölgesinin bölgeci örgütüdür. Bu bölge devrimci ,ilerici, özgürlükçü , direngen kimligiyle var olmuş bu kimligiyle özdeşleşmiştir. İnanç boyutuylada hoşgörülü asimlasyona direnmiş , mazlumun yanında yer almıştır .   

  FDG oluşumuda ; süreçin rüzgarına kapılmış yada yelkenlerı yenilgi piskolojisiyle indirmiş veya küskün bireylerin verimli olmak için örgütlü davranış içine girildi. İnsanoğlu kendince altarnatifsiz kaldığı dönemlerde hiç bir şey yapmamaktansa yapacağı ufak şeyleri yapması doğrudur ve toplumsal açıda kazanımcıda olabilir. Elbette ki yapacağı işlerin , kısa ve uzun vadede başka toplumsal çalışmaların önünde engel taşımamalıdır. Vede kitleler üzerinde bilinç çarpıklılığı yaratmamalıdır. Yapacağı işlerin yer ve zamanına dikkat etmelidir. 

   Dersim bir bölge adıdır. Yüzyıllara dayalı bilinen tarihinde bir çok medeneyetlerin istilasına uğramış olan  bölgenin , ulusal kimligini kan taliliyle belirleyemezsiniz. Bakış açımız toplumum gelenek görenek, inanç şekli, dilleri ve ilişkileri üzerinde yoğunlaşarak genel bir kanıya varabiliriz. Ben Dersim bölgesinin inançında dolayı çevresindeki diğer kesimlerde kendisini ayırdığını ( inançsal ,ulusal işkallerede dolayı ) bu nedenlede kapalı bir topluluk haline gelmiştir. Farklı bir diliden öteye  farklılaşan sözcüklerde,dilde  basedebiliriz. Kelime kökleri kürtçedir yani kurmanç dilidir.    Bu durum zaman zaman Dersim’de farklı ulusal bilinç yarattığını, fakat uluslaşmanında çok uzuğında olduğunu vurgulamak gerekir..  

  Bugün FDG’nin Dersim örgütlülügü sıfatına rahmen Tunceli topraklarını esas alıyor. Oysa Dersim çok geniş bir alan. Bu bölgede Kürt, Ermeni sonrada yerleştirme olsalarda Türk halkları yaşıyor. FDG bölge örgütüyse Dersim`in genel sosyolojik, kültürel mirasını sahiplenmelidir. 

     FDG oluşum sürecinde tüzük tartışmalarında da öne zazacılık çıkmıştır. Bu kesimin bir fikir birligide yoktur. Dil tanımlamasında bile suni farklılıklar yaratma peşindeler. Kimileri zazaca, kimileri dımili ,kimileride kirmanç şeklinde adlandırıyorlar. Kürtçe dilinide ‘’ kırdaski’’ diye adlandırıyorlar. Kurmanç kurt demek , kurmanci kürtçe demektir. Peki nasıl oluyorda Dersım kurmanç olmuyor.    

 Elbetteki FDG içinde bu kesim insanlar vardır . Ama bu durum fdg’yi bağlamaz. Onlar kendilerini öyle ifade etme hakına sahıpler . Fakat..    Çünkü fdg bölge örgütlülügüdür. Farklılıklar olmak zorundadır. Fdg ‘ye bağlı bulunan dernekler kuruluş amacına göre örgütlenir ve faaliyet gösterirler. Bir cami örgütlenmeside fdg’nin tüzügünü kabul ederek ( ki kabul etmez ) içinde yeralabilir. Federasyonun bu oluşumu çatı altına almama lüksü olamaz. Yine Dersim’in ayrı bir ulus olduğunu söyleyenlerin tüzüge bağlı kaldıkları sürece sorun olarak görünemez. Sorun fdg nasıl bir yönetimsel çerçeve izleyeceginde düğümleniyor. 

      Bence asıl çikmazları -tüzük tartışmalarında belirtmiştim- arı olmayan bir oluşumun yönetim şekli (çok sesli, idolojik düşünsel birliktenligin olmayışında dolayı) ademi merkezyetçilik olmak zorundadır. 

  Gelelim son süreçte yaşanan tartışmalara vede yansımalarına . Fdg’nin örgütledigi ikinci festivalde ulusal kimlikli oluşumun tutumu tamamen olumsuzdur. Bir kurum bir yıl boyunca emek vererek örgütledigi bir çalışmayı ,(gelirin bir kısmını belediyeye aktarmıştır ) gelip hegomanya kurmaya çalışma veya o görüntüyü verme doğru deyildir. Bu durum kurumun emegine ve örgütlülügüne karşı hafifsemedir ve kimseye bir şey kazandırmaz..    Bir yıl önce yaşanılan bu olumsuzluğun tartışma yerine fdg üçüncü festivalde tepkici sekter vede Dersim gerçekliginde tamamen yabancı tavır sergilemiştir. Burda diş etkiler karşısında yönetim zaafı ortaya çıkmıştır. Yönetim dışındaki üç-beş kişinin etkili olduğunu görüyoruz. Peki kurum içindeki diğer dernekler ve bireyler sorunluluk aşamasında görevlerini yerine getirebildiler mi? Fdg bu etapta açıkçası tökezlemiştir.

Dersim bölge kimligine, inanç biçimine ters düşmüştür. Fdg yönetimin tepkiciligi bir düzeyde anlaşılır. Fakat tavır böyle ifade edilirse anlamak mümkün olamaz. Bu bir savrulmadır, iyi düşünülmelidir. Diyalektik olarak olaylara elbette neden-sonuç ilişkisi olarak bakarız. Kimi zaman doğru davranışlar bile (ki doğru görmüyorum )zamanı hesaba katmayınca en büyük yanlışa dönüşür. Ben genel olarak fdg’nın çok ayrı bir duruşta olduğunu düşünmüyorum vede düşünmek istemiyorum..    Fdg’nın çevresindeki bir kaç kişinin (fdg üyesi olduğunu sanmıyorum ) neyin peşinde olduğunu sormak gerekir. Burdan birisinin kürdistan mücadelesi için dersin gençlerini dağa çıkarırken , sonrada Vartenik vadisinde birilerini birakarak avrupalaşan arkadaşın ayrı ulus sevdası nerede çıktığını merak konusu. İşviçre’li dil bilimcisiyle ! tanışlar mı? Yazara zaza dilininin araştırmasında katkısı var mı?    Yine bir başkası M.Y  neden devrimci düşüncelere bu kadar futursuzca saldırıyor. Haydi acısı var diyelim. Kürt düşmanlığı nerede kaynaklanıyor. Neden toplumun    bir  araya  gelmesinde rahatsızlık  duyar. Fdg üyesi  olmadığı halde ,fdg  birligini  nasıl dinamitleyebiliyor. Bireyin geçmiştede politik oluşumların birlik çalışmaların önünde de engelleyici tutumuyla öne çıkmıştı. Peki M.Y efendinin Dersim’in örgütlülügünü dinamitlemekle neyi hedefliyor. 

    Sonuç olarak

 fdg’nın içinde ve dışında farklı düşünen insanlar var ve var olacak. Anormal bir durum  yok. Fakat  fdg kendi önüne koyduğu  amaçlarına uygun bir çalışmada  ısrarlı  olmak zorundadır. Bölge örgütlenmesi olduğunu belirtmiştim. Dolaysıyla bütün bölgeyi kucaklamalı , idolojik bir kurum gibi hareket etmemelidir . Bu arada fdg’de üyeligini donduran Kürmeş derneginin tutumunun tepkiçi olduğunu belirtmek gerekir. Arı bir kurum olmayan fdg’nin çatlak seslerin çıkması elbette doğaldır. Doğru tutum içinde kalarak mücadele etmektir. Ortak hareket edebilecek konularda ortak , bağımsız hareket edecek konularda bağımsız hareket edilmelidir. Sorumluluk alınarak yararlı olunur.