Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

ERBANE İLE TARİHE YOLCULUK

Almanya’nın Frankfurt kentinde çalışma yürüten Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) bünyesinde 3 yıl önce kurulan erbane müzik grubu, sahne aldığı yerlerde yoğun ilgi topluyor. MKM’nin erbane grubunun yanı sıra tiyatro, folklor, saz, Kürtçe dil kursu çalışmaları da devam ediyor. Grubun çalışmalarına ilişkin Merkez’in Kültür Komisyonu sorumlularından Meliha Danışır ve erbane grubu eğitmeni Ali Erel ile konuştuk. Tiyatro ve erbane gruplarında yer alan Meliha Danışır, son iki yılda Uluslararası Folklor Yarışması’nın (Mihrîcan) Frankfurt’ta düzenlenmesi ile Kürt gençlerinin folklora ilgisini artırdığını söyledi. ‘’Şu an Merkez’in 30 kişilik folklor grubu var’’ sözlerini de ekliyor Danışır.

MKM Sarya Tiyatro Grubu’nun ise geçtiğimiz yıl Hollanda, Fransa ve Almanya’nın birçok kentinde oyunlarını sergiledi ve yoğun bir ilgi gördü. ‘’Oyun sahnelenirken bir eksiklik hissediliyordu, oyunda enstrüman olarak erbanenin çalınması gerekiyordu, fakat kimse çalamıyordu“ diyen Danışır, bu ihtiyacı gidermek için MKM’de erbane kursu açmaya karar verdiklerini belirtiyor. Şu an erbane kursuna 10 kadının katıldığını belirten Danışır, şunları söyledi: ‘’Kürdistan’da dengbêjlerin ağırlıklı olarak kullandığı bir çalgı. Erbanenin kadın dengbêjlerin sesini yumuşatması gibi bir özelliği de var. Gruba kadınların ilgisi daha fazla. Ancak erkek arkadaşlarımızın da katılmasını bekliyoruz. Yoğun talep üzerine ikinci bir kurs başlattık.’’

Enstürmanlarımızı kullanalım

Grubun eğitmeni Ali Erel’e erbaneye ilgisinin nereden geldiğini sorduk. Erbanenin Mezopotamya halklarının ortak çalgısı olduğunu ifade eden Erel, ‘’Kürt, Arap, Ermeni, Süryaniler düğünlerinde, dinsel ayinlerinde erbane çalıyor. Erbane Mezopotamya’da yaşayan halkların yaşam biçimlerine de uygun enstrüman. Erbaneyi diğer vurmalı çalgılardan ayıran özelliği, vuruşların dıştan içe doğru olmasıdır. Bu da çalgıcı ile çalgının bütünleşmesini sağlıyor, içselleştirme sözkonusu. Sanki bir trans hali yaşanmasına vesile oluyor“ dedi.

Erel’in müzik entrümanlarına olan ilgisi çocuk yaşlarında başlar. Saz, davul öğrenen Erel’in, zamanla erbane çalma isteği güçlenir. İranlı müzisyen Babak Massali’den erbane kursu alır. Erbane ile bütünleştiğini belirten Erel, ‘’Mikail Aslan ve Cemil Qocgirî gibi sanatçılarla çalışıyorum. Kürtlerin erbaneye yoğun ilgisi gösterdiğini farkettim. MKM Tiyatro Grubu’ndan da talep gelmesi üzerine bir kurs açmaya karar verdik. 9-10 kişi kursa katılıyor. Bana göre ideal bir erbane grubu için 6-7 kişi yeterli“ diyor. Erel, Kürt halkının çok eski ve zengin vurmalı enstrümanları olduğunu ancak düğünlerde ağırlıklı olarak teknik aletlerin kullanıldığını belirtiyor. Erel, ‘’halkımıza tavsiyem kültürümüzü yaşatmak için kendi esntrümanlarımızı tercih etmeleridir. Erbane bana göre sihirli bir çalgı. Erbane çalarken kendimi 3000 yıllık Mezopotamya tarihine yolculuk yapıyormuşum gibi hissediyorum“ şeklinde konuşuyor.

Erel’e kursiyerlerin durumun sorduğumuzda, şu yanıtı alıyoruz: ‘’Kursa katılanlar istekli ve yoğun bir ilgileri var. Ancak sesli bir çalgı olması kursta öğrenilenlerin evde tekrarlanmasını, kendi kendine öğrenmeyi zorlaştırıyor. Çabuk uyum sağlayanlar oldu. Müzik bir ruh olayıdır, ortak bir ruhu yakalamak gerekiyor.“

Kursta bir Japon!

Erbane kursuna katılan Japonyalı bir kursiyer de Ayumi Takeda. Almanya’ya ilk geldiğinde Kürt kültürünü tanıma imkanı bulduğunu ve Kürt enstrümanlarına ilgi duyduğunu belirten Takeda, ‘’İlkin saz öğrenmek istedim ama zor olduğunu gördüm. Daha sonra erbane öğrenmek istedim. Daha kolay olduğunu düsündüm ama yanıldığımı anladım. Öğrenmeye çalışıyorum. Kurstaki atmosfer oldukça güzel. Yeni kültürlerle tanışma olanağı buluyorum“ dedi.

HACI HACIOĞLU/FRANKFURT