Fırtına Bugün Sinemalarda
Kürt sinemasının yönetmenlerinden Kazım Öz’ün ‘Fotoğraf’tan sonra ikinci uzun metraj filmi ‘Bahoz-Fırtına' filmi 14 Kasım’da Türkiye’nin 22 sinema salonuyla aynı anda Yüksekova’da da gösterime girecek..Öz'ün ikinci uzun metraj filmi olan 'Bahoz-Fırtına', üniversite gençliğinin özgürlük mücadelesine katılımını bir sinema diliyle anlatıyor.
Cemal"in büyük bir heyecanla beklediği üniversite sınavını kazanarak, küçük taşra kasabasından İstanbul"a gittiğini anlatan filmde, Büyük şehrin kalabalığı içindeki yalnızlığı, aylar sonra tanıştığı sistem karşıtı devrimci bir grup ile birlikte sonra erer. Grubun öncülerinden Helin ile yasadığı çatışma kimliğini keşfetmesi için de bir başlangıç olur. Cemal"in içinde başlayan yangın onu okumaya, araştırmaya ve zamanla kendi kimliğini bulmaya iter. Filmde, Benzer bir süreci yaşayan Rojda ve Orhan da zamanla değişip grubun aktif birer üyesi olurlar. Henüz on sekiz - on dokuz yaşlarında olan bu gençler, "Devrim" fikri içlerindeki genç ve dinamik enerji ile birleşerek eyleme dönüşür.
Cemal, Rojda ve Orhan"ın geçirdikleri hızlı değişim sürecini ve öğrenci grubunun başından geçen olayların anlatıldığı bir projedir.
{youtubejw}T93-j2GZhcc{/youtubejw}
Nerede Çekildi
Fırtına"nın İstanbul bölümü Kasım 2006 - Şubat 2007, Dersim-Tunceli bölümü ise Temmuz 2007 tarihlerinde çekildi. Çekimler, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü ve Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü başta olmak üzere İstanbul"un değişik semtlerinde yapıldı.
Dersim-Tunceli bölümü; Pertek, Kedek (Koyungölü) Köyü (Ovacık) ve Erzincan-Tunceli karayolunda çekildi. Filmin bazı sahneleri Beykoz Sümerbank eski kundura fabrikasında kurulan platoda çekildi.
Kamera arkasında 60 kişilik bir ekip görev aldı. Soundsfield ST250 mikrofonuyla B formatında Amdisonic ses kaydı yapılan Fırtına, Türkiye"de bu ses formatın kullanıldığı ilk filmlerden biri oldu. Filmde 20 ye yakın karakter 5 aylık bir araştırma-görüşme - prova trafiğinden sonra yaklaşık 650 kişi arasından seçildi. Her karakter için seçilen oyuncu adayları ile iki ay süren deneme çekimleri yapıldı. Ayrıca filmde 2000"e yakın yardımcı oyuncu - figürasyon görev aldı. Çekimlerde kullanılmak üzere, dönem (92-93) gazeteleri ve dergileri yeniden hazırlanarak basıldı, yeni afişler üretildi, dönem otomobilleri bulundu ve bazı sahneler için özel dekorlar hazırlandı. Ayrıca, çekimlerde çok sayıda afiş, molotof ve pankart kullanıldı. Fırtına"nın yapım sürecini anlatacak olan " Fırtına Doğarken" adlı belgeselin çekimleri de cast görüşmeleri sırasında başladı ve filmin yapımı süresince devam etti.
KAZIM ÖZ KİMDİR?
1973 Tunceli doğumlu. 1992 yılından itibaren dört yıl Teatra Jiyana Nû"da oyunculuk ve rejide çalıştı.1996 yılından beri, kurucularından olduğu Yapım13"de çalışmaktadır. İlk kısa filmi AX (Toprak) ile ulusal ve uluslararası alanda ses getirdi, birçok ödül aldı. İlk uzun metraj filmi olan Fotograf"ı 2001 yılında tamamladı. Birçok ödül alan film 2002 yılında vizyona girdi. 74 dk.lık uzun belgesel film çalışması “Dûr”(Uzak) ile Nürnberg Türkiye Almanya film festivali ve Ankara Film Festivallerinde “En İyi Belgesel” ödüllerini aldı. IDFA Jan Vrijman Fonu desteği ile yapımı gerçekleşen “Dûr”, ARTE-Fransa tarafından satın alındı. Aynı zamanda, Arte-France ortaklığında “ŞAVAKLAR” isimli belgesel projesini çekmektedir.
Belgesel, 27 dk, Hi-8, yönetmen
İran’da binlerce yıl öncesine ait mağaralar, zorlu kış aylarında köylülere ve hayvanlarına barınma olanağı sağlıyor.





Em ‘ewul pezan nas bikin, sê çeşît rengê pez hene; pezê sor, spî û reş. Xûyê bizinê bi rik û har e, mih jî sernerm û mûlayim e.
Biletler için:
Sesi ve müziği ile ünü Amerika’ya varan Kürt sanatçı Aynur Doğan, bir süredir yaşadığı Avrupa’dan dünyaya açılma projeleri üzerine çalışıyor. Aynur Doğan, uluslararası alanda prestijli müzik şirketleri ile yeni projeleri üzerinde çalışırken, Amerika’nın Boston kentindeki Berklee Müzik Okulu tarafından kısa bir süre önce kendisine verilen “Akdeniz Müziğinin Divası” ödülü ile müzik kariyerinde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.
Yönetmenliğini yaptığım film ‘He Bu Tune Bu’ (Bir Varmış Bir Yokmuş) festivalinizde değerli bir ödüle layık görülmüştür. Bir sinemacı için tatbiki ödüllendirilmek gurur verici ve teşvik edici bir olaydır. Ancak üzülerek belirtiyorum ki bu ödülü kabul edemeyeceğim. Hepinizin bildiği gibi geçen yıl Avrupa’nın göbeğinde, Paris’te, şehrin ortasında üç siyasetçi Kürt kadını güpegündüz vahşi bir şekilde katledildiler. Dünyanın en güvenli bölgesi olarak bilinen Avrupa maalesef bu üç devrimci kadına mezar oldu. Bu katliamın üzerinden uzun vakit geçmesine rağmen Avrupa hükümetleri ve yargı kurumları maalesef yeterli bir duyarlılık gösterip olayı hala aydınlatmadılar. Avrupa ve özellikle Fransız hükümetinin bu sessizliği ve duyarsızlığı Fransız istihbaratının ve dolayısıyla hükümetinin bu olayın üstünü örtmeye çalıştığı izlenimi vermektedir. Bu olay ile birlikte, Kürtler ve ezilen diğer halklar açısından, Avrupa’nın demokratik, adil ve hümanist değerleri anlam yitimine uğramıştır. Avrupa’nın aydınları, sanatçıları, siyasetçileri bu olaya karşı yeterince ses çıkarmayarak üzerlerine düşen sorumluluklardan kaçınmışlardır. 

Hasan Coşar‘la, çıkardığı ilk kitabı ’’Tarihte ve Günümüzde Kadın’’ üzerine bir söyleşi yaparak, siz değerli okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz.
