Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

‎37-38 unutulur mu? Zafer emre

Toplumlar tarihi insan yaşamına benzer.İnsan yaşamında nasıl un utulmayacak anlar varsa, aradan yıllar geçse de yaşanılan o anlar unutulmadan yaşamı etkilerse ,37-38 de Dersim’liler için öyle bir etkiye sahiptir.
Dersim 37-38 jenosidi üzerinden kuşaklar geçse de etkileri ile unutulmadı.37-38 sadece verilen insan kaybı olarak algılanmamalı.37-38 bugüne kadar etkisinisürdürmesinin ve belleğimizde silinmeden yer almasının sebebi, yaşanılan kızıl katliam kadar uygulanan beyaz katliamdır.
Dersim jenosidinde yaşanan vahşet hala gözümüzün önündedir.Uçurumlardan aşağı atlamak zorunda kalan kadınlarımız,süngülerle deşilen hamile kadın bedenleri,mağaralara kapatılarak katledilen insanlarımız ve babasının gözü önünde asılan çocuklarımızı unutmak mümkünmü.Bunun unutmak insanın kendine ihanet etmesidir.
Yaşatılan bu vahşet Dersimli’nin ve kendine insanım diyen herkesin belleklerinde kazınmıştır.
Dersim jenosidinin asıl sorgulanması gereken noktası ise yaşatılan beyaz katliamdır.Bir toplum “kendi celladına nasıl aşık edilir” sorusunun cevabının gizli olduğu beyaz katliam.
“Osmanlının çeşmesinden su içmem” diyen bir toplum gerçekliğinden nasıl oldu da bugün “Türk oğlu Türk’üz” diyen vekilin bulunduğu bir topluma dönüştük.Sorgulanılması ve hesaplaşılması,yüzleşilmesi gereken gerçeklik burada gizli.İşte bu gerçeği anlamak istiyorsak Dersim jenosidindeki asimilasyon ve toplum mühendisliğini iyi anlamak gerekiyor.
Dersim jenosidi ile kendine biat etmiş ,değerlerinden koparılmış ve sindirilmiş bir toplum hedeflendi.Kemalist sistem tüm çabalarına rağmen Dersim toplumuna boyun eğdirememiş olsa da ,kabul etmek gerekiyor ki toplumun ruhsal ve düşünsel yapısıyla oynamayı başarmıştır.
37-38 kızıl katliamının ardındn kışla kültürü olarak adlandırılacak olan Kemalist asimilasyon politikaları uygulamaya konmuştur.
Sıddıka Avar Dersim’in yetim kızlarını toplayıp Kemalist eğitimden geçirip ,Türk subaylarına evlatlık olarak vermesi basit bir olay değildir,toplumdan koparma hareketinin kendisidir.Avar ,yayınladığı anılarında da bu gerçekliği açıkça vurgular ve övünür..
Yine jenosit ertesinde yetim kalan çocuklar yatılı okullara alınarak ,Kemalist bir nesil yetiştirilmeye çalışılmıştır.
Sistemin bilinçli politikaları amacına ulaşmış,toplum kendi gerçekliğinden koparılmıştır.Jenosit planlamasını yapan, emrini veren,uygulayanların bugün Dersim toplumunda saygı görmesi başka nasıl izah edile bilinir.Dersim jenosidinin sorumlusu olan CHP ‘nin bugün Dersim’de var olması ve vekil çıkarması aradan geçen uzun yıllara rağmen Kemalist politikanın aşılamadığını gösteriyor.
Dersim jenosidi devlet tarafından bilinçli olarak çok önceden planlanmış ve uygulanmıştır.Böylece cumhuriyetin önündeki” son çıban başı da” hal edilmiştir.O dönemki Meclis belgeleri,JUK raporları,Umum müfettişliklerinin hazırladığı raporlar bu gerçeği çıplak bir şekilde gösteriyor.
Soykırımdan geçirilmiş bir halkın çocukları olarak bugün hala izler taşımaktayız.Taşıdığımız izlerin silinmesi kolay değildir.Bunun gerçekleşmesi ancak jenositçilerin bilince çıkarılması ve hesaplaşılmasıyla mümkündür.
Jenositçilerle hesaplaşmak ise ancak egemenlerin politikalarının boşa çıkarılmasıyla mümkündür.Kendi dilimiz,kimliğimiz ve kültürümüzü yaşatıp ,geçmiş politikaların uygulayıcılarıyla hesaplaşmadan üzerimizdeki ölü toprağı atamayız.
Kemalist politikaları sorgulama uğruna ödediğimiz bedeller küçümsenemez lakin bugün kendini “ 37-38 o günkü cumhuriyetin yaşaması için gerekliydi” diyebilen aymazlığın,pervasızlığın peşinde insanlarımız sürüklenebiliyorsa büyük görev Kemalist politikaların farkında olanlara düşüyor.
Toplumun “celladının peşinden” koşmasının önüne geçebilmek,büyük bir aydınlatma,bilinçlendirme ve örgütlenmeyle mümkündür.Bu görevlerin yerine getirilebilmesi ise Dersimlilerin birliği ile mümkündür.Yapılması gereken artık “aynıların aynı yere,ayrıları ayrı yere “toplamaktır.Çıplak gerçeklik bunu gerektiriyorsa aynı düşünen ama arada düşünsel farklılıkları olanların birliğini sağlamaktır.Kemalizmin topraklarımızda yaptığı zulme karşı duran,asimilasyonu ve sindirilmişliği ret edenlerin artık buluşma ve birleşme zamanıdır.
Aksi takdirde cellatlarımız ,topraklarımızda cirit atmaya devam edecektir.
dersim gazetesinin kasım sayısında yayınlanmıştır